Ne servet isteriz, ne mevki, ne şan
Bize kuvvet verir, ağaran her tan
Tesellimiz olur, taze bir fidan.
Duygular yürekte nakış, nakıştır.
Sizin varlığınız bize alkıştır...
Bazen gaz lambası, bazen loş ışık,
Gözümüz ezelden buna alışık
Bozkırlar üstünde açan sarmaşık.
Duygu pınarıyla ruha akıştır,
Sizin varlığınız bize alkıştır.
Hep aynı sedalar kulağımızda,
Bilgi demetleri kucağımızda...
Al al gelincikler sancağımızda,
Bu nurlu yollardan göğe çıkıştır,
Sizin varlığınız bize alkıştır.
Yılları bıraktık, çok gerilerde,
Gençlik rüzgarları kalmadı sende
İlim yağmuruyla pek çok siperde,
Emelimiz şimşek, şimşek çakıştır,
Sizin varlığınız bize alkıştır.
Siz solmayan güller, yeşeren dallar,
Ay yıldız üstüne işlenen allar.
Seneler geçse de ayrılmaz yollar,
Tükenmez hazine, sıcak bakıştır,
Sizin varlığınız bize alkıştır...
Çocuklar beni de alın içerinize,
Ben de güzel oyunlar oynamayı bilirim,
Çocuklar, imreniyorum şimdi size,
Yıllar oluyor ki kırıldı çemberim.